Türkisch Deutsch içine

Deutsch	Türkisch	Kategorie	Typ
ein Wort in Klammern setzen ... setzen setzte ... ... gesetzt	bir sözcüğü parantez içine almak ... almak		Verb
Wenn ich in Deine Augen blicke, dann genieße ich diesen Augenblick und halte ihn für immer fest... tief in mir... ich danke Dir dafür. Beziehung, Liebe / (blicken) (genießen) (festhalten)	Gözlerinin içine bakınca o güzel anın tadını çıkarıyorum ve öylece kala kalıyorum... içime çekiyorum... bunun zevki bana tattırdığın için sana teşekkür ederim.
eingedrückt, zerdrückt, eingedellt, verbeult	içine göçmüş		Adjektiv
undurchdringlich adj	içine girilmez
stadteinwärts Verkehr, Richtung	şehir içine doğru
Ich fiel ins Wasser. / Ich bin ins Wasser gefallen.	Suyun içine düştüm.
jm. erschüttern, treffen	-In içine oturmak		Redewendung
hinunterschlucken	boğaz içine göndermek		Verb
misstrauisch sein, argwöhnen intransitiv	içine kurt düşmek		Verb
in die Augen schauen Nonverbales	gözlerinin içine bakmak		Verb
Tränen hinunterschlucken	yaşını içine akıtmak		Verb
unter die Leute kommen Zwischenmenschliches	insan (/ toplum) içine girmek		Redewendung
jmdn um den kleinen Finger wickeln Zwischenmenschliches	birini avucunun içine almak		Redewendung
Türkisch jemandem direkt in die Augen schauen Nonverbales	birinin gözlerinin içine bakmak		Verb